afla beraber yarım kalan yüksek lisansıma devam etmeye karar verdiğimde herşeyin bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim. alt tarafı tez hazırlayacaktım sadece. üstelik hiç derse girmeden!
ama sanki birileri benim akademik makale okuma yeteneğimi/sabrımı yıllar içinde tırtıklamış! yaş 30'a dayanınca o kadar sıkıcı gelmeye başlıyormuş ki tüm o makaleler, white paperlar .. bütün haftasonu canım gezmek, tozmak, yemek yapmak, yemek yemek, müzik dinlemek, film seyretmek, hatta temizlik yapmak istedi! (meraklısan not: bu saydıklarımın hepsini de yaptım, yıllar sonra kek bile pişirdim, yatak odasında komodinlerin tozunu bile aldım!) ama iki sayfa makale okumak, cık! ne mümkün! dar gelen çalışma odasından salona göç etmek de bir sonuç getirmedi!
açık havada nefis bir cumartesi kahvaltısı, kaçamak cafe keyifleri, yarısı yenmiş bir tepsi browni, yemek masasının üzerideki kitap /teksir yığınını saymazsak tertemiz bir ev, uzun uzun yürüyüşler (nefis bir hava vardı bursada pazar günü!) anneye 8Mart ziyareti, birbirinden keyifli iki film. ha bir de bitmemekte inat den bir kitabın dize gelişi; okunmuş 3te 2 si.
elde var bunlar...
2 yorum:
elde güzel şeyler kalmış yine. Tıpkı üniversite yıllarında olduğu gibi. Ben yıllar içinde değişen birşey göremedim :)
:))))
Bi düşüneyim.. Hımm. Yağmurda sırılsıklam olarak magnum yemek, mudo'yu talan etmek. emek kafe'yi şamataya boğmak, nerdeyse kovulmak, tavla, çay.... Etüde dağılıp 5 dakka sonra odada buluşmak :))
ilk aklıma gelen farklılıklar.
Yorum Gönder