20 Nisan 2009

Nerde kalmıştık..

  • Haftaonu babaannem ve dedemi Nilüfer Belediyesi Atatürk Kent Ormanı'na kahvaltıya götürdük. Bu ikincisi... Geçen yaz nerdeyse yalvararak, zorla yaka paça sürükleyerek götürmüştük. Ama onların huzurunu ve keyfini görünce bir torun olarak hiç olmadığım kadar vefalı ve vazifesini yapmış hissetmiştim kendimi. Bu sefer diğer dedemi de aldık, iki dedenin muhabbetini izlemek çok keyifliydi. Babaannem benim bi tanem, isimini aldığım 4 dilde, 3 alfabede okuyup yazabilen, Nazım'ın yaşlanınca onun gibi bir süper babaanne olmamı istediği kadın... Bu kışı rahatsızlıklarla tatsız geçirdik, en kötüsünü düşündüğüm anlar oldu. Ama ağaçlarının arasında uzun uzun yürümesini gördükçe, yüzüne yayılan mutluluğu ve huzuru gördükçe "daha var" dedim. Buralara geleceğimiz başka baharlar da var dedim.
  • Cumartesi Nazım'a küçük(!) bir imaj değişikliği yaptık. 6 senedir kullandığı gözlük çerçevelerini değiştirdik. Hayatıma bu çerçevelerle girmişti, yenilerine 2 günde alışacağımı sanmamıştım, hiç de zor olmadı :)
  • Pazar günü gidip denenecek makanlar listemizdeki mekanlardan birine gittik. Picante... Havalar daha da ısınınca hele bir de akşam saatlerinde soğuk biralarımızı içmesi güzel bir mekan olacak sanırım. Biz gündüz gittik, bir de akşam veya gece denemek lazım.
  • Cumartesi gecesi birşeyler içeçeğimiz iki arkadaşımızı -hava da güzel olunca- mekanın dışında bekleyelim dedik. Aynı mekanın konser alanı olarak kullanılan üst katında Yaşar konseri varmış. Biz dışarıda bekleşirken Bursa gençliğini (!) gözlemleme şansımız oldu. Hatta -ayıp ayıp biliyorum - konuşmalarına kulak kabartma fırsatımız da oldu ... Kendimizi biraz eğrelti bulduk. Şivelerini yadırgadık, yapabilir miyiz dedik, biz de öyle konuşabilir miyiz dedik. Biraz çalışırsak umut var sanki :))

Hiç yorum yok: