2 Kasım 2009

Araba Sevdası

Kadınlarla erkeklerin araba ile ilgili algılarının farklı olduğunu okumuştum bir yerde.
Kadınlar arabayı bir araç, onları bir yerden bir yere götürecek bir vasıta olarak görüyorlarmış. Kağıt kesmeye yarayan bir makas gibi…
Oysa erkekler arabalarını vücutlarının devamı olan bir organ, kendilerinden bir parça olarak algılıyorlarmış. Elleri ayakları gibi…

Benim için araba eskiden beri sahip olunmak istenen tasarım bir elbise, ipek bir gömlek, deri bir ceket veya lüks bir çanta olmuştu. Zamanla nasıl bu durumu geldi bilemiyorum ama bugün araba benim için pür bir ihtiyaç. Hem beni bir yerden bir yere götürecek bir vasıta, hem de benim için hareket serbestliği ile eş değer olan özgürlüğün anahtarı.

İstanbul ya da Londra gibi bir şehirde yaşasaydım aynı ihtiyacı hisseder miydim bilemiyorum ama sokaklarında kasaba kodları gizli olan ve toplu ulaşım kavramı minibüsten hallice belediye otobüsleri ve 1,5 hatlı hafif raylı sistem olan bir büyük şehirde yaşarken, ihtiyaç duyduğunuz yerde taksi çağırmak yaygın bir davranış olarak kabul edilmemişken, hele bir de seyahati bol bir işte çalışan biri ile hayatı paylaşırken malesef başka bir çözüm yolu bulamıyorum. Ayaklarım da artık beni yüreğimin istediği her yere götürememeye başladı.

Sizin için nedir araba? Merak ediyorum, bir ihtiyaç mı yoksa arzu edilen bir obje mi? Bir araç mı vücudunuzun bir parçası mı?