9 Mayıs 2011

Tatil Dosyası 3

Londra







Bursa’ya taşınma kararı almak benim için çok zor bir karar olmuştu. İstanbul tüm keşmekeşine rağmen kendimi gerçekten özgür hissettiğim bir şehirdi. Bana aynı duyguyu veren diğer bir şehir Londra oldu.
Trafalgar Square, Piccadilly,Hyde Park, Big Ben, Westminster Sarayı, St. Paul Katedrali, National Gallery, British Museum, London Eye vb. turistik yerler elbette müthiş. Ama esas güzel olanı sokaklarında avare avare dolaşmak. Londra zaten 24 saat yaşayan bir şehir, sokaklar meydanlar daima dolu. Hele bir de bizim gittiğimiz haftasonu 17 Mart’ta kutlanan St. Patrick’s Day’e denk gelmişti, yeşil yoncalı şapkalar, sokak konserleri ile tam bir karnaval havası vardı her köşede.
Kaldığımız otel Russel Square’de biraz pahalıca ama nezih bir oteldi. Imperial Hotel. Otel’in karşısındaki parkta ağaçlardan atlayan sincapları görünce çocuk gibi sevindiğimi hatırlıyorum. Böyle de tezatlarla dolu bir şehir Londra. Bir yanda ağaçlardan atlayan sincaplar, bir yanda güruh halinde metrodan çıkan insanlar, sokaklarda içip eğlenen gençler, pandomimciler...

3 yorum:

SadeAnne dedi ki...

kıskanıyorum ama ben bu fotoğrafları görünce!! neyse biraz daha sabredelim inşallah kızlarla gider gezeriz her tarafı. londra nedense hiç merak etmediğim şehirlerden,ama öyle güzel anlatmışsın ki gitmeli mi acaba diye düşündürdün şimdi.

bütün bunlar düş dedi ki...

Bütün bunları yazmanın en keyifli yanı bir gün kızlarımızla da gezebilme ihtimali :) O yüzden hiç kıskanma güzelim. Edayı da alır gidersiniz; tadından yenmez. Ben şimdiden hayalini kuruyorum kızlarımla gezeceğimiz yerlerin.

SadeAnne dedi ki...

İnşallah gezeriz canım. Zaten artık iki kişi gezmek keyif vermez. Biz nereye çocuklar oraya ;)